Atalay, depremzedelere müjdeyi verdi

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, ”Van’da sadece Mevlana Evleri’ni tedbiren bırakacağız ama ondan sonra çadır kentler tamamen kaldırılacak” dedi.

Beşir Atalay, düzenlediği basın toplantısında Van, Erciş ilçesi ve köylerde depremden sonra yapılan çalışmalarla ilgili bilgi verdi.

Erciş’te çadır kent kalmadığını, tamamının kaldırıldığını ifade eden Atalay, çadır kentlerde kalanların hepsinin konteynerlere taşındığını söyledi.

Van’da sadece 4 çadır kentte toplam 290 çadır bulunduğunu, bunlarda bin kişinin yaşadığını belirten Atalay, ”Bunların hiçbiri evi ağır hasarlı olanlar değildir. Tabii vatandaşların çok değişik durumları var. Kimi kirada oturuyor gelip çadır kente yerleşmiş, kiminin evi az hasarlı ama çadır kentte kalıyor, bunun gibi durumlar var” diye konuştu.

Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:

Japonya’da felaket! 8.9 şiddetinde deprem ve 6 metrelik tsunami!

Japonya’da deprem ve tsunami! Japonya’nın kuzeyinde 8.9 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Depremin ardından oluşan 6 metrelik tsunami araçları denize çekti!

Merkez üssü başkent Tokyo’ya 324 kilometre uzaklıkta olan depremin yer yüzüne çok yakın olduğu belirtiliyor. Deprem Tokyo’da bile şiddetli bir şekilde hissedildi. Yetkililerin yaptığı tsunami alarmıyla başkent Tokyo da dahil olmak üzere yüzbinlerce kişi yollara düşerken tsunami gecikmedi. Yaklaşık 6 metrelik dalgalar oluşturan tsunami sonrasında yüzlerce araç denize çekildi. Ülkenin sahil kesimlerinde araçlar denizde yüzerken ölü ve yaralı sayısı hakkında henüz bir bilgi gelmedi. Depremin merkez üssünden ise hiçbir haber alınamıyor. Japonya kaygıyla gelişmeleri izlerken uzmanlar bu şiddetteki bir depremin artçılarının da en az 6-7 şiddetinde olacağını öngörüyor.

Yıkımın haritası 60 saniyede hazır

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Nurcan Meral, geliştirdikleri ELER (Deprem Hasar Tahmini) adlı yazılım ile depremden sadece 60 saniye sonra, hasar durumunu ortaya koyabildiklerini kaydetti. Ulusal Deprem İzleme Merkezi (UDİM) Müdürü Dr. Doğan Kalafat ve Araştırma Görevlisi Yüksek Mühendis Yaver Kamer ile dün bir basın toplantısı düzenleyerek yeni geliştirilen yazılımı tanıtan Doç. Dr. Meral, deprem sonrası arama kurtarma ekiplerinin bölgeye yönlendirilmesinde parametrelerin çok önemli olduğunu ve bu yönlendirmelerin de ancak Kandilli Rasathanesi’nin açıklamaları sonucu yapılabildiğini belirtti. Rasathanenin bugüne kadar depremin merkez üssünü, derinliğini ve büyüklüğünü verdiğini belirten Meral şu bilgileri verdi: “2010 Elazığ depreminden itibaren büyüklük, koordinatlar ve derinliğin yanı sıra deprem sonrası şiddet, etki alanı dağılımı gibi parametreler de harita şeklinde dağıtılmaya başlandı. 2010 boyunca haritaları test amaçlı ürettik. Bu sistem ABD, İtalya ve Japonya’da son birkaç yıldır uygulanıyor. Sarsıntı ve etki alanı haritaları, hasar ve can kaybı haritaları üretilmekte. Bizde de haritalar otomatik olarak dağıtılacak.” Dr. Doğan Kalafat da depremin aletsel büyüklüğünün değişmediğini ancak şiddetinin alınan önlemlere göre değişiklik gösterebildiğini söyledi. Kalafat, ülkenin özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yapı malzemesine bağlı olarak 5.5 ölçeğindeki bir depremin şiddetinin 7 ve 8 olabildiğini belirtti. Şiddet haritalarının depremden ancak birkaç ay sonra hazırlanabildiğini hatırlatan Dr. Kalafat şunları anlattı:

Muhtarlar afetlere karşı bilgilendirdi

Kırıkkale Emniyet Müdürlüğü Sivil Savunma Büro Amirliği, muhtarlara afet semineri verdi.
Seminerde konuşan sivil savunma uzmanı Mehmet Baş, sivil savunma, ikaz, alarm, afetler, deprem, yangın, sel ve kılavuzluk hakkında bilgi verdi. Halkın doğal afetlere karşı can ve mal kaybının en aza indirilmesini amaçladıklarını belirten Baş, “Milletleri oluşturan en önemli unsur insandır. İnsan hayatını ve malını korumak çok önemli bir görevdir. Sivil Savunma bu görevin nasıl ifa edileceğini öğreten ve planlayan bir teşkilattır.” dedi.

Sivil savunmanın tarihçesi konusunda da bilgiler veren Baş, “Doğal afetlere karşı halkın korunması konusunda, öteden beri bir takım önlemler alınıp uygulanmışsa da bu önlemler, örgütsel ve yasal dayanaklardan yoksundu. Birinci Dünya Savaşı’na kadar, özellikle halkın, savaşın tehlikelerine karşı korunması için hiçbir girişimde bulunulmadığı, buna ihtiyaç da duyulmadığı görülmektedir. Bunun nedeni, savaş silahlarının cephe gerilerine uzanacak menzile ve toptan yok etme gücüne erişememiş olmasıdır. Birinci Dünya savaşının ardından gelen yıllarda ülkelerin birçoğunda pasif korunma adı altında, halkın türlü tehlikelerden korunmasını amaçlayan önlemler getirilmiş ve örgütler kurulmuştur.” diye konuştu.

Eskişehir Valiliği ve Aü Arasında Afet Protokolü İmzalandı

Eskişehir Valiliği ile Anadolu Üniversitesi (AÜ) arasında her türlü doğal ve insan kaynaklı afet risklerinin belirlenmesi, zararın azaltılması, afet yönetimi çalışmalarını planlamak ve koordine etmek için işbirliği protokolü imzalandı.

Valiliğin internet sitesinde yapılan duyuruya göre, AÜ Uydu ve Uzay Bilimleri Araştırma Enstitüsü’nde düzenlenen imza töreninde konuşma yapan Vali Mehmet Kılıçlar, işbirliği protokolünün kent için çok önemli olduğunu belirterek, afet durumunda Eskişehir’in hassas noktalarının bilinmesi gerektiğini ve bu konuda belediyelere de görev düştüğünü kaydetti.

AÜ Rektörü Prof. Dr. Davut Aydın da protokolün, kentte yaşanabilecek herhangi bir afet için önceden tedbir almak amacıyla yapıldığını ifade ederek, işbirliğinin kent için hayırlı olmasını diledi.

AÜ Uydu ve Uzay Bilimleri Araştırma Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yücel Güney de 40 maddelik bir form oluşturarak, kentteki 709 binayı incelediklerini bildirdi.

Ankara Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Berkan Ecevitoğlu ise Eskişehir’de 216 farklı noktada, zemin özelliklerini belirlemek için çalışmalar yaptıklarını hatırlattı.

Bursa’nın deprem haritası çıkarılıyor

Bursa Büyükşehir Belediyesi ile TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi arasında imzalanan protokol ile kentin sınırları içerisinde zemin sınıflanması ve sismik tehlike değerlendirmesi yapılarak, şehrin deprem risk haritası ortaya çıkarılacak.

Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ve TÜBİTAK-MAM Başkan Yardımcısı Dr. Mehmet Demirel arasında imzalanan protokol ile 3 yıllık bir çalışma hedeflenirken, bu çalışma sonucu kentteki jeolojik ve jeofizik veriler ortaya çıkacak.

Tarihi belediye binasında, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Seyfettin Avşar, Genel Sekreter Yardımcısı Bayram Vardar ve TÜBİTAK-MAM Enstitü Müdürü Doç. Dr. Sedat İnan’ın da katıldığı protokol imza töreninde Başkan Altepe, Bursa’nın geleceği için sağlıklı bir kent inşa etmek istediklerini söyledi. Türkiye’nin 1999 yılında Marmara Depremi gibi büyük bir felaketi yaşadığını hatırlatan Başkan Altepe, şunları söyledi:

“Hedefimiz, aynı sıkıntıları bir daha yaşamamak. Büyük depremden sonra Türkiye’de birçok şey değişti. İnşaat firmaları yeniden yapılanmaya gitti. İmar yönetmelikleri ve planlamalar yeniden elden geçirildi. Bizler de alınacak gerekli acil tedbirleri aldık. Konusunda uzman kişilerle çalışarak, deprem öncesi tedbirlerle ilgili gerekli çalışmaları başlattık. Bugün de bir adım daha ileriye giderek kentin geleceğini etkileyecek incelemeleri TÜBİTAK-MAM ile birlikte başlatıyoruz.”

Haiti’de felaket büyüyor

Ekim ayının sonlarına doğru görülen ilk kolera vakasının ardından, ölü sayısının bini aştığı, tedavi gören kişilerin sayısının da 18 bini geçtiği bildirildi. Ocak ayında yaşanan deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalışan Haiti’nin kuzeyinde başlayan salgın, temiz su kaynaklarının yetersizliği nedeniyle ülkenin tüm bölgelerini kapsamış durumda.

Salgınla mücadele eden Sınır Tanımayan Doktorlar (Medecins Sans Frontieres-MSF) iletişim sorumlusu Isabelle Jeanson yaptığı açıklamada, ilk kolera vakasının duyulmasından bir ay sonra 18 binden fazla hastaya müdahale ettiklerini ve şu an ülke genelinde 3 bin kişinin tedavi gördüğünü söyledi. Yetkili, insanların ellerini yıkamaları, temiz suya kavuşabilmeleri ve yemeklerini temiz suda pişirebilmelerinin salgının yayılmaması açısından önem arz ettiğini belirtti. Örgütün Haiti’deki başkanı Stefano Zannini ise başkentteki tedavi merkezlerinin hasta akınına uğradığını belirterek, durumun giderek kötüleşmesinden endişe ettiklerini söyledi.

Rakamlarla 112 acil servis

AA muhabirinin Sağlık Bakanlığı’ndan aldığı bilgiye göre, 2002 yılı sonunda 481 olan 112 Acil Servis istasyonu sayısı 2009’da bin 361’e çıkarken, ambulans sayısı ise 618’den 2 bin 295’e ulaştı. Yaklaşık 8 yıl önce 140 bin kişiye bir istasyon hizmet verirken, bugün 51 bin kişiye bir istasyon düşüyor.

Son 7 yılda acil yardım hizmeti sunulan kişi sayısında da önemli artış yaşandı. 2002 yılı sonunda 380 bin olan acil yardım hizmeti sunulan kişi sayısı 2009 yılında 1 milyon 727 bin 477’ye yükseldi.

2002 yılında günlük ortalama vaka sayısı 953 iken geçen yıl bu sayı 4 bin 799’a çıktı. 2009 yılında 112’ye gelen çağrı sayısı 111 milyon 892 bin 387 olurken, günlük ortalama çağrı sayısı 306 bin 554 olarak gerçekleşti.

-VAKAYA ULAŞMADA BİRÇOK ÜLKENİN ÖNÜNDEYİZ-

Geçen yıl merkezi yerleşim birimlerinde ilk 10 dakikada vakaya ulaşma süresi yüzde 93, kırsalda ilk 30 dakikada vakaya ulaşma süresi ise yüzde 96 oldu. Bu oranların gelişmiş ülkelerle aynı oranda, hatta çoğu ülkeden daha ileride olduğu bildirildi.

Acil Afet Durum Müdürlüğü ‘Acil’lik

Erzurum’da bu yıl kurulan Başbakanlığa bağlı İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğünün yardıma muhtaç durumda olduğu ortaya çıktı.

İl Genel Meclisinin Başkan İhsan Özdemir yönetimindeki bütçe görüşmeleri toplantısında İl Afet ve Acil Durum Müdürü Abdurrahman Aktürk, yaşadıkları sıkıntıları anlattı.

“Yırtık büyük, yama küçük” diyen Aktürk, özel idareden yıl sonuna kadar 36 bin lira yardım talebinde bulundu. Aktürk, “Çok büyük bir iş yükü kuruma yüklendi. Bilgisayara ihtiyaç var, 2 adet arazi vitesli araç, normal otomobile ihtiyacımız var” dedi.

Sivil Savunma Müdürlüğünün yapılan değişiklikle Afet ve Acil Durum Müdürlüğüne dönüştürüldüğünü anlatan Aktürk, özel idare’den yıl sonuna kadar hizmetlerin yürütülmesi için 36 bin lira yardım istedi. Aktürk, “Kamu kuruluşu olarak yürütmemiz gereken bir acil bir hizmet var. Hizmet sunmak için yazılım programlarına ihtiyaç duyuluyor. Personel verildi, evraklar geldi. Çok büyük bir iş yükü kuruma yüklendi. Yırtık büyük, yama küçük. Bilgisayara, 2 adet arazi vitesli otoya ve normal otomobile ihtiyacımız var” diye konuştu.

İl Afet ve Acil Durum Müdürü Abdurrahman Aktürk’ü dinleyen meclis üyeleri, Erzurum ve ilçelerde yapılan afet konutları ile ilgili eleştirilerde bulundular. Konutlara kimsenin oturmadığı, binaların eksik olarak teslim alındığını öne süren il genel meclis üyelerinin eleştirilerine hak veren Abdurrahman Aktürk, göreve başladıktan sonra Erzurum’da bulunan afet konutlarının yüzde 95’inde incelemelerde bulunduğunu söyledi.

Konutların yüzde 90’ının boş olduğunu belirten Aktürk, “Yüzde 10 afet konutuna girilmiş ama alt yapı, elektrik yok, çevre düzenlemesi perişan. Binalar yapı tarzı itibariyle zayıf. Afet konutlarında sıkıntı olmaması için proje değişikliğine gideceğiz. Eksikleri, yanlışları gördük. Bunlar önümüzdeki yıl olmayacak” dedi.

Felaket “geliyorum” diyor

Atlantik kasırga mevsiminin 12’ncisi olan Tomas, çok sayıda adada çatıların uçmasına, evlerin hasar görmesine, enerji hatlarının çökmesine yol açtı.

St. Vincent’de 3 kişinin öldüğü, bu adada en az 100 evin çatısının uçtuğu, 400 kadar kişinin sığınacak yer aradığı bildirildi. St. Vincent ve yakınındaki Martinique adasında yaklaşık 20 bin kişi elektriksiz kaldı.

St. Lucia adasında bir hastane, bir okul ve bir stadyumun çatıları uçtu, asırlık kilisenin çatısı hasar gördü. St. Lucia Başbakanı Stephenson King, resmi ziyaret için gittiği Barbados’tan ülkesine dönemedi. Başbakan King, zor durumda olan ülkesinde bulunamadığı için özür diledi.